BİR YUNAN ADALARI KLASİĞİ: ÇILGIN TÜRKLER ALIŞVERİŞTE!

Dostlar merhaba! Geçtiğimiz günlerde yaz tatilimizin en güzel kısmını tamamlamış bulunuyoruz. Hazır keyfimiz gıcır ve sizleri çok özlemişken, Aychup! günlüğümüze, uzun bir aradan sonra merhaba diyelim dedik.

Günün konusunu anladınız herhalde; anahtar kelimeleri veriyoruz, Yunan adaları,  bayram tatili, yurtdışı seyahat, alışveriş, çılgın Türkler :)

Turist kafası ayrı bir kafa. Geçen haftaki bayram tatilinde bunu bir kez daha anlamış olduk. Hele bu turist kafası bir de Türk kafası olursa, buyurun bakın neler olmakta;

Geçtiğimiz günlerde birçok gazete, Yunan adalarındaki turizmi, canlandırması beklenen Türk turistlerinden bahsetmekteydi. Bu haber farklı medya grupları tarafından o kadar çok yapıldı ki, geçen hafta Yunan adalarına tarihimizdeki en büyük Türk çıkarması yapıldı. Bizim de sıklıkla ziyarette bulunduğumuz, Yunan adaları arasında belki de en az üne sahip,  Midilli adasına, bayram tatilinde duyduğumuz kadarıyla 800'den fazla Türk ayak bastı. Santorini, Sakız ya da Mykonos gibi popüler adalardan bahsetmiyorum bile. Diyeceğimiz o ki Yunan adalarındaki ekonomi, binlerce Türk turistin girişimleriyle derin bir oh çekti.

Adalardaki Türk turist kafasına gelirsek; alışverişin dibine nasıl vurulur bizzat şahit olduk. Zeytinyağından, sabununa, kekikten, zeytine, reçele, mastika likörüne, uzo'ya ve enfes ada peynirlerine varıncaya kadar, aldıkça alındı, dükkanlarda mal kalmadı :) Böyle ukala ukala konuştuğumuza bakmayın biz de ufak da olsa bu alışveriş çılgınlığından nasibimizi aldık.

Günün Müziği: Rembetiko soundtrack #4

Günün Restoranı ve Yemekleri: Karavogiannos Restaurant - Skala Eressos/ adını hatırlayamadığım büyük kırmızı balık ve ismiyle tartışmaya açık Jumbo Karidesler

IMG-20130808-WA0009 IMG-20130808-WA0010

 

65.Gün: İzmir’in İncisi ‘Sakız’

image

Dostlar son 1 haftadır yollardayız. Yolumuz son olarak İzmir'e düştü. İzmir'e iş dolayısıyla daha önceleri de gelmişliğimiz var. Ancak bu sefer TheAychup!Project açısından önemli bir keşfimiz oldu... Bakıyoruz sabırsızlandınız, ancak önce İzmir'e dair değerlendirmelerimize bakınız...

İzmir'e turizm amaçlı gelinmesi yönünde tavsiyemizi buradan yapalım...

Otelinizi mutlaka Konak, Pasaport semtinde seçiniz. Her otel Efes'e ve Bergama'ya günübirlik turlar düzenliyor. İzmirimiz oldukça ılıman bir Akdeniz iklimine sahip, özellikle bahar aylarında, güneşin altında keyfinize diyecek olmayacaktır.

İzmir'de Kordon'da güzel bir yürüyüş, Kemeraltın'da sade bir türk kahvesi, balıkçılarda midye dolma şöleni, Agora ve Büyük İskender Kalesi'ne geziler, dahası neler var neler... Siz şimdiden plan yapmaya başlayın.

image

Kemeraltın'da bir porsiyon minik midye dolma 5 tl. Lezzeti ise bu fiyatın çok üstünde...

Bizim keşfimiz İzmir'deki Girit mutfağına yönelik oldu...

Günün Mekanı: Alsancak Sakız Restaurant

image

Sakız'ı keşfimiz bir tesadüfler silsilesi. Ama bu keşif bize İzmir'in mutfağının ne kadar muhteşem olduğunu gösterdi. Özellikle pişirme usulleri açısından, Yunan ve Girit Ada mutfağı ile birleştiğinde inanılmaz lezzetlerin ortaya çıktığına tanık olduk.

Alsancak Sakız'da öğlen ve akşam farklı konseptlerde lezzetler sunuluyor. Öğlen zeytinyağlı ve tencere yemeklerinden, domatesli minik kabakları ve körili nohut yemeğini denedik. 10/10

Akşam ise; ege otları salatası, nar ekşili yeşil zeytin (Sakız'ın ikramı), otlu ve karidesli börek ve son olarak beğendili ızgara ahtapot bizi bizden aldın. 10/10 Buyrun siz karar verin...

image

image

image

62.Gün: I love Berlin!

image
Evet, dünkü şokumuz akabinde, bugün iş güçle, sevgili şehrimiz Berin'e alışmış bulunuyoruz.
Berlin'i neden sevdiğimizi soranlara?
1.Berlinlilerle iyi anlaşıyoruz. Altını çiziyorum Almanlarla değil Berlinlilerle..... Arada çok büyük bir fark olduğunu söyleyebilirim. Gelin, görün sizde anlayacaksınız.
2. Yemek kültürü özellikle dünya mutfakları düşünüldüğünde çok gelişmiş bir şehir. Her ziyaretimizde, damağımız bildiğiniz bayram ediyor. Füzyon Asya mutfağının güzel seçenekleri, iyi bir örnek<a href="http://www.dudu-berlin.de/">Dudu</a> <a href="http://www.transit-restaurants.com/">Transit </a>
3. Modern Sanat Galerileri ve Müzeleri ile Avrupa'da bize göre en yenilikçi şehir
4. Mimarisi ve yeşil doğasını seviyoruz.
5. Evimize en yakın Avrupa şehirlerinden biri. İstanbul- Berlin arası 2 saat 20 dakika sürüyor.
Ve daha saymakla bitmeyecek binbir neden ...
Günün Yemeği: İstridye
image
Bu öğlen Kudamm'daki KADEWE'de en üst katta bulunan, Oyster Bar'da kendimizden geçtik bakınız. Hem sağlıklı, hem lezzetli.

 

26.Gün: Galleria Borghese

20130327-183451.jpg

İtalya gezime ait son blog yazımda, Bernini ve Caravaggio'nun muhteşem eserlerine ev sahipliği yapan, Galleria Borghese'den bahsetmek istiyorum.

Daha Roma'ya gelmeden birçok gezi blogunda Galleria Borghese'e mutlaka gidilmesine dair birçok ipucu görmüştüm. Ancak açıkçası böylesine bir koleksiyon beklemiyordum. Borghese koleksiyonu Avrupa'nın 'Queen of collections' ı olarak kabul ediliyor. Bunu da bence tam anlamıyla hakediyor. Borghese'e gitmek için mutlaka birkaç gün öncesinden telefonla ya da online rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Ben telefonu seçtim en kolay yöntem bu. Hangi saat grubunda gitmek istediğinizi söylüyorsunuz size bir rezervasyon numarası veriyorlar. Borghese'e gittiğinizde ise kasadan bu rezervasyon numarası ile biletinizi alıyorsunuz. Normalde girişler kişi başı 30 € ancak Romapass'ındaki bedava müze haklarınızdan birini burası için harcayabilirsiniz.

Gözden kaçırmamanız gereken iki edebi sanatçı; Bernini ve Caravaggio'nun eserleri:

The rape of Proserpina- Bernini

20130327-180257.jpg

Boy with a basket of Fruit- Caravaggio

20130327-180549.jpg

Yemek için otelime çok yakın, popüler bir mekanı tercih ettim geçen akşam: Pietro al Pantheon, Via dei Pastini 125 numarada, dünyanın her yerinden ziyaretçileri ağırlıyor. Evet oldukça turistik bulabilirsiniz. Ancak yemeklere gelince bir daha düşünün derim. Ev yapımı çeşitli makarnaları, deniz ürünü önerileri ile bence farklı lezzetler sunuyor. Rezervasyonsuz gitmeye kalkmayın yer bulmak neredeyse imkansız.

20130327-182940.jpg

25.Gün: Enginarı Seviyoruz

Geçenlerde bahar yorgunluğu ile ilgili bir yazım olmuştu hatırlarsınız. Uykusuzluk ve vücut ağrıları konusunda hepimiz bu aylarda yakınıyoruz. Bu konuyla ilgili, geçen cumartesi Hürriyet Kelebek'de Prof.Dr. Osman Müftüoğlu'nun köşesi olan Yaşam Reçeteleri'nde yayınlanan 'Bahar Yorgunluğu' adlı yazısı ilgimi çekti. Tam da bizim konuşmamızın üzerine güzel bir açılım oldu.

İtalya'nın yemek kültüründe daha önceleri bilmediğim ve öğrenince şaşırdığım, Enginarın yeri oldu.

20130326-103310.jpg

Bizimkinden daha farklı bir enginar pişirme usulleri var. Sebzenin sadece en dış kabuğunu soyuyorlar. Diğer kabukları üstünde haşlıyorlar yada yüksek ısıda ızgara yapıyorlar. Yerken ilk etapta biraz garipsiyorsunuz ancak lezzet konusunda oldukça başarılı.

İtalya'da orta bütçeli ve iyi bir restoran olarak size bugünkü önerimiz 'Antonio al Pantheon'. Meşhur Pantheon tapınağını geçince sağdaki ilk sokakta: Via Dei Pastini 12 numara.

20130326-103854.jpg

24.Gün: Veni Vidi Vici ( Bölüm 3)

20130325-085842.jpg

Bugün söze, Roma'da etkilendiğim bir tarihi yapıyla başlamak istiyorum.

Saint' Angelo Kalesi

San Pietro'dan çıkınca Via della Conciliazione yolu sizi Angelo Kalesi'ne ulaştırır. Kale, Vatikan'a bir yeraltı geçidiyle bağlıdır. Orta çağda yaptırılan bu geçitin ismi passetto, papazların kaçış yolu olarak da bilinir. Bu geçidi sizler Angels&Deamons filminden de hatırlayacaksınız. Lakin ortaçağda yapılan bir değişiklikte saraya zindanlar eklenmişti. Mahkumlar aç ve susuz bırakılarak, ölüme terkedilirlermiş o zamanlarda. Hatta bir rivayete göre Fatih'in oğlu Cem Sultan bir dönem yine bu kalede kalmış.
Kale konusunda bana en ilginç gelen konu ise yapılışındaki amaç. İmparator Hadrianus bu kaleyi kendine mezar olarak yaptırıyor. Karısı da kendisi de öldükten sonra yakılıp, külleri kaledeki mezarlarında saklanıyor. Hatta Gladyatör filminin iki ana karakteri olan, İmparator Marcus Aurelius ve oğlu İmparator Commodus'un da külleri yine bu kalede saklı bulunuyor. Daha önce kale mezar görmemiştim. Değişik bir psikoloji.

Diğer hayran kaldığım şey ise, inanılmaz manzarası oldu. En tepeye çıkarsanız 360 derece bir dönün ve bol bol panoramik fotoğraf çekin. Benim şansıma dün, Paskalya öncesi Vatikan'ın yeni papasının yönettiği pazar ayini vardı. Kaleden binlerce insanın sesi, çan seslerine karışıyordu. Böyle birşeye daha önce hiç tanık olmamıştım. Kendimi eski çağlarda hisettim.

Günün Filmi: God Father Part III
Yine dün şeytana uyup bu filme damgasını vuran Cannoli tatlılarından tattım.
Yaklaşık 7 saat yürümüş olmanın verdiği rahatlıkla yedim ama bunu unutmamak lazım :))

20130325-084942.jpg

21.GÜN: Pompeii’ye Çufçuf’la Gitmek

pompei

Bugün söz verdiğim gibi, sizlerle, günübirlik Roma- Pompei turu ile ilgili edindiğim bilgileri paylaşacağım. Kendim gider miyim henüz belli değil, hava yağmurlu olacağından çekincelerim var ama bu kadar araştırmışken de paylaşmadan olmaz dedik, ve söze başladık.

Malumunuz, biraz internette gezindiğinizde, Roma'da 1 hafta geçirenlere günübirlik tur önerileri de yapılıyor. Bu turlar arasında benim en çok ilgimi çeken Pompei turu oldu.

Roma'da birçok turizm şirketi 100-200€'ya bu turu sizlere sağlıyor. Otobüsle ya otelinizden ya da şehir merkezinden alınıyorsunuz Napoli'ye gidip oradan Pompei'ye geçiyorsunuz. Otobüs yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor. Yani düşünürseniz yolcuğun 6 saati zaten yollarda geçiyor.

Benim gibi yalnız gezgin olmaya meraklıysanız, bakın neler yapmanız gerekiyor:

Öncelikle Roma Tiburtina'dan 'dan veya Termini'den Napoli'ye hızlı trenle geçmenizi öneririz. Eğer önceden internet üzerinden bilet alabilirseniz, 38 €'ya gidiş dönüş bileti bulmak mümkün.

Napoli'ye geldiğinizde ise, istasyonda bir alt kata inip, naples-sorrento-circumvesuvian-train trenine bilet almanız gerekiyor. Bu tren hattında, her yarım saatte bir tren var. İnmeniz gereken durak ise '' Pomei Scavi Villa dei Misteri''.

Pompei giriş ücreti 17-20 €.

Günün Müziği: The Pointer Sisters - I'm So Excited

Günün Yemeği: Maria'nın Pastası (Alman Pastası)

20130321_202320

İşte karşınızda en sevdiğim doğumgünü pastam!

Malzemeler:
3 yumurta
1,5 çay bardağı şeker
1 çay bardağı süt
1/2 çay bardağı sıvı yağ
3 çay bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 limon kabugu rendesi (işin sırrı burada **)

Krema:
1/2 kg süt
2 kaşık un
1 kaşık buğday nişastası
3 corba kaşığı şeker
1 yumurta
50gr tereyağ
Üstüne serpmek için pudra şekeri
1/2 limon kabugu rendesi (işin sırrı burada **)

Şekerle yumurtayı çırpıyoruz. Önce sıvıları sonra da elenmiş unu katıyoruz. Önceden ısıtılmış fırında 160 derecede pişiriyorsunuz.
Kremayı yaparken, bütün malzemeyi tel çırpıcı ile çırparak orta ateşte pişiriyoruz.

Kremamız soğuduktan sonra, keki ikiye ayırıyoruz, arasına kremamızı sürüyoruz, en üstüne pudra şekerimizi ekleyip buzdolabında muhafaza ediyoruz.

2O.GÜN: Veni Vidi Vici (Bölüm 2)

Rome

Söz verdiğim gibi, Roma gezisi öncesi araştırmalarımı paylaşmaya devam ediyorum.

5 günlük ideal Roma Şehir turu için bir duayene (Rick Steve) başvurmaya karar verdik ve buyrun size 4 günlük Roma turu, +1 gün süprizini yarın paylaşacağım:

1. GÜN

Vatican City — St. Peter's Basilica, dome climb,ve Vatican Müzesi.

2. GÜN

"Caesar Yolu" Colosseum'dan başlayıp sırasıyla  Forum'a kadar, Mamertine Prison, Trajan's Forum, Capitol HillPantheon'u görüyoruz.

3. GÜN

 National Museum of Rome ve yakınındaki Baths of Diocletian'ı geziyoruz.

4. GÜN

Borghese Gallery (önceden reservasyon gerekiyor dikkat) ve Pilgrims' Rome (kiliseler: San Giovanni - Laterano, Santa Maria Maggiore, ve San Clemente).

Günün Müziği: Born to be wild - Steppenwolf

Günün Filmi: Absolument Fabuleux

Günün Yemeği: Gavurdağ Salatası (favori salatalarımdan)

GavurdagiSalatasiMalzemeler:

Domates

Biber

Salatalık

Kırmızı soğan

Ceviz

Maydanoz

Nar Ekşisi

Zeytinyağı

Tuz

Bu salatayı hazırlamadaki en önemli nokta tüm malzemeleri çok ince doğruyabilmek.

18.Gün: Veni Vidi Vici (Bölüm 1)

veni-vidi-vici

Geçtiğimiz günlerde Roma'ya yapacağım seyahatten sizlere bahsetmiştim malumunuz...

Bütün bu yoğunluğun arasında, geçen haftadan beri ufak araştırmalar yapmaktayım...

Hatta bu araştırmaların bir kısmını burada paylaşmanın, gelecek nesillere faydalı olacağına inanıyorum :)

Roma bilindiği gibi, gerek tarihi, kültürel ve dini dokusu, gerekse mutfağı ile en popüler ve en çok ziyaret edilen Avrupa şehirlerinden biri. Dolayısıyla, seyahat esnasında herhangi bir karmaşa yaşamamak için önceden ufak bir araştırma yapmak akıllıca gözüktü.

Fiumicino Havaalanına geldik şehir merkezine nasıl gideceğiz:

  1. Shuttle Otobüsle şehir merkezine (Termini İstasyonu) varış. Süre: 55' Fiyat:4€
  2. Trenle şehir merkezine (Termini istasyonu) varış. Süre: 30' Fiyat: 14€

Evet şehir merkezine geldik ama otelimize nasıl ulaşacağımızı bilmiyoruz.

İşte karşınızda Roma toplu taşıma arama motoru! Gideceğiniz adresi giriyorsunuz ve size ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Roma'da herhangi bir toplu taşıma aracı için 1 seferlik bilet 1€. Kaldığınız yere, kullanım sıklığınıza ve kalış sürenize  bağlı olarak sizlere önerimiz; 2 müze girişi+ 3 günlük sınırsız toplu taşıma servisi sağlayan, RomaPass 'i edinmeniz. Fiyatı 30€.

Tüm bunlar taksi seçeneğini kullanmadığınızda geçerli. Havaalanından şehir merkezi taksi ile yaklaşık 50-60€ tutuyor. Otellerin kendi araba servisleri de oluyor. Bu servisler sizi havalanından karşılıyor, önceden otele rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, genellikle 4 kişiye kadar tek yön 50€.

Bu hafta bitmeden, Roma'ya ilgili, 5 günlük şehir turu önerileri, günübirlik Pompei turu, yeme-içme rehberi gibi konuları da sizlerle paylaşacağız.

Günün müziği: Birdenbire- Yasemin Sannino

Günün filmi: Le fate ignoranti- Ferzan Özpetek

 

YogurtPannaCotta7

Günün yemeğinde, internetten bulduğum bir tarifi sizinle paylaşmak istiyorum: Yoğurtlu Panna Cotta

Çok sevdiğim tatlılardandır. Hafif bir tarif. Deneyin derim.

 

2.GÜN: Herşey Yolunda Gibi …

Bugün ilk güne nazaran daha enerjik ve iyi başladı diyebiliriz. Arkadaşlarla yapılan güzel sohbetler ve bir süredir unuttuğum ama çok sevdiğim Californication dizisinin son sezonundan 1-2 bölüm de izleyince keyfim iyice yerine geldi...

Sohbetler derken önümüzdeki bir kaç ay içerisinde iş ve tabiki eğlenceyi de unutmamak lazım, Roma ve Berlin şehirlerine kısa süreli ziyaretlerim olacak gibi gözüküyor. Ben de şimdiden neler yapabilirim nerelerde kalabilirim diye ufak ufak araştırmaya başladım. Nedendir bilinmez Roma'ya gitmeye fırsat olmamıştı. Bu durum bir de 35. yaş günümle birleşince Kutsal Şehir Roma'ya yapacağım bu seyahat beni şimdiden heyecanlandırmaya başladı. Özellikle benim gibi tarihe düşkün biri için bu şehri bunca zamandır görememenin utancına son verme zamanı gelmişti. Roma'dayken fırsat bulabilirsem öğrencilik yıllarımdan, İtalya'da yaşayan arkadaşlarımı da ziyaret etmek istiyorum. Özellikle trenle günü birlik Napoli ve Pompei'ye küçük bir gezi için şimdiden araştırmalara başladım. Birçok arkadaşım Roma'ya ilk seyahat için sadece Roma'nın tadının çıkarılmasında hem fikir ama ben gitmişken Napoli'ye de uğramakta ısrarcıyım. Napoli'den söz açılmışken, inanılmaz bir suç oranının ve kaosun hüküm sürdüğü bu şehre yolculuk az da olsa endişelenmeme sebep oluyor. Özellikle benim gibi Gomorrah'dan haberdar olanlar bunu daha iyi anlayacaklardır.

imagesCATVKW9F

Up! Felsefesi madde 2: 'Süregelen endişe ve kaygı insanı kendi kurdu yapar'

Günün Film Önerisi: Gomorrah

Bugün mutfağımızda birşeyler hazırlayamadık ama yeni keşfettiğim bir tarifi paylaşmak istiyorum yapımı oldukça basit, hafif ve ilk fırsatta denenebilir...

Kabaklı mozarella salatası

Malzemeler:

10 adet Taze Nane yaprakları

2 adet Chili Biberi

1 adet limon

2 adet orta boy kabak

Mini mozarella (tercihen)

Tuz, Karabiber, zeytinyağı

jamie_resized_salad

 

Bu görsel şölenin yapılışına gelince, nane yapraklarını elinizle toparlayıp ince ince kıyıyoruz, 2 ya da 3 adet chili biberinin içindeki tohumlarını çıkarıp ince ince doğruyoruz ve bu iki malzemeyi salata tabağımıza ekliyoruz üzerine yarım limon kabuğu rendesi, limon suyu, tuz, karabiber ve zeytinyağı ekliyoruz sosumuzun hafif ekşi olmasına dikkat etmek gerekiyor. Kabaklarımızı alıyoruz, tercihen farklı cinste ve  renkte kabaklar kullanmak görünüme ve lezzete zenginlik katacaktır ancak tek çeşit kabak da işinizi görecektir. İnce uzun bir rende bıçağı ile kabakların dış kabuğunu salata tabağımıza ince şeritler şeklinde ayırıyoruz. Dikkat edilmesi gereken , kabakların çekirdekli kısmına gelene kadar bu işlemi sürdürmek ve orta kısımlarını salataya dahil etmemek. Servis edilene kadar taze minik mozarellalarımızı salatamıza ilave etmiyoruz. Serviste sularını iyice süzerek ekleyip biraz daha zeytinyağını ve karabiberi gezdirip yavaşça karıştırıp konuklarımıza ya da kendimize :)) sunuyoruz.

Projenin 2. gününde psikolojik açlık boy göstermeye başladı. Karnımdaki gurultuları beynimin yarattığı düşüncesinden yola çıkarak açlığı dindirecek birşeyler bulma yolundayım...

Günün sözü: ''Don't part with your illusions. When they are gone you may still exist, but you have ceased to live.''' Mark Twain (1835 - 1910)

Günü müzği: If you wanna be happy- Jimmy Soul

Loading more content...